Avukatlarımız sağlık hukuku & malpraktis alanında sağlık personelinin tıbbi hatalarından doğacak sağlık hukukunda sorumluluk, hasta ve hekim hakları, özel sağlık kuruluşları yönetimi ile sağlık kuruluşları ve çalışanlarına yönelik kurumsal ve mesleki sorumluluk sigortaları hususlarında 1992’den bugüne edindikleri deneyim ve bilgiler çerçevesinde, avukatlık, arabuluculuk ve danışmanlık hizmetleri vermektedir.
Konu Başlıkları
Tedavinin yeminli bir mesleği icra eden hekimden beklenilen ölçülere ve endüstri standartlarına uygun ve gereği gibi yerine getirilmemesinden doğan sorumluluk nedeniyle hasta ile doktor ve hastane arasında sık sık uyuşmazlıklar yaşanmakta ve bu uyuşmazlıklar zaman zaman mahkemelere taşınmaktadır.
Yaşanan bu uyuşmazlıkların çözümlenmesi sürecinde hukuk büromuz gerek hasta ve gerekse hastanelere malpraktis davaları olarak adlandırılan bu süreçte hukuki destek vermektedirler.
İstanbul sağlık hukuku, malpraktis avukatı kadromuz ayrıca tedavi kapsamında yapılan yanlışlıklar veya işlenen taksirli ve kasıtlı suçların, tazminat ve ceza hukuku kapsamında ele alınması gibi konularda gerek ceza davası ve gerekse tazminat taleplerine ilişkin olarak hukuk davalarında avukatlık hizmeti sunmaktadırlar.
Sağlık Hukukunda Hekimin Sorumluluğu
İstanbul sağlık hukuku & malpraktis avukatı kadromuz hekim hatası, yanlış tedavi ve teşhis nedeniyle açılacak tazminat davalarında müvekkilleri temsil etmektedirler. Hatalı ameliyat ve operasyonlar nedeniyle hekimin sorumluluğu, sağlık hukukunda önemli bir konuyu teşkil etmektedir.
Sağlık hukuku bakımından hekimin sorumluluğuna gidilebilmesi için hekimin bir kusurunun bulunması gerekmektedir. Kusur yoksa sorumluluk da yoktur. Sağlık hukukunda hekimin kusuru bulunmadığı halde meydana gelen olumsuzluklara komplikasyon adı verilmektedir. İşte ortada bir komplikasyon yoksa hekim de sorumlu olmayacaktır.
Hekimin, hastasına karşı birtakım borç ve yükümlülükleri bulunmaktadır.
Sadakat Borcu: Doktorun, hastanın çıkarlarını kendi çıkarlarından üstün tutması, hastaya güven vermesi, ona karşı dürüst davranması, aldatmaması şeklinde tanımlanabilir.
Sır Saklama Borcu: Hekim, hastanın menfaatine olarak yorumlanabilecek her türlü hususta hastanın çıkarlarını korumalı, kişisel bilgi ve belgeleri hastanın rızası olmaksızın paylaşmamalıdır.
Özen Borcu: Hekim, her türlü işlem ve müdahalesinde en azından ortalamanın üstünde bir dikkat ve özenle hareket etmeli, kendi işini görüyormuşçasına davranmalıdır. Hastayı ve bedenini iyi tanımalı, sorunu iyi bir şekilde tespit etmeli, hastaya en uygun çözümü sunmalıdır. Gerçekleştirdiği her işlemde şeffaf olmalıdır.
Sağlık Hukukunda Sorumluluk Sınırları
Sağlık hukuku bakımından hekimlerin sorumluluğunda kusura dayalı sorumluluk esastır. Diğer bir anlatımla hekimin sorumluluğuna gidilebilmesi için uygulamasında bir kusurun bulunması gerekmektedir. Ancak komplikasyon durumunda hekim sorumlu olmayacaktır.
Basit ya da detaylı her tıbbi operasyonda zararlı bir neticenin meydana gelmesi ihtimal dahilindedir. Zira bir makinenin onarımı sırasında makine geçici bir süreliğine durdurulabilirken insanın fizyolojik yapısı nedeniyle böyle bir durum söz konusu olmamaktadır.
Bu zarar, gerekli her türlü özen ve yükümlülük gösterilse dahi oluşabilir. Bu bakımdan tıp hukuku için “başarı garantisi” bulunmamaktadır.
Hekimin özen yükümlülüğünü ihlal ettiği durumlarda “taksirinden” söz edilir. Taksir kısaca “failin öngördüğü neticeyi istememesi ya da neticeyi hiç öngörememesidir.” Tam bu noktada fail ile kast ayrılmaktadır zira kastın “bilme ve isteme” olmak üzere iki unsuru bulunmaktadır. Taksirde ise netice istenmemektedir.
Sağlık Hukukunda Sorumluluk İstisnası
Neticenin öngörülür olmadığı durumlarda ise taksir sorumluluğu söz konusu olmaz. Zira ortada bir yükümlülük ihlali de yoktur. İşte tıp hukukunda bu durum “komplikasyon” olarak açıklanmaktadır.
Komplikasyon tanım olarak kısaca “tıbben olması gereken müdahalenin varlığına rağmen ortaya çıkabilecek ve her türlü tedbire rağmen önlenemeyen sonuç, zarar” olarak belirtilebilir. Öte yandan hekim, standartlara uygun bir müdahalede bulunmasa dahi netice öngörülemezse yine hekimin sorumluluğuna gidilemeyecektir.
Öte yandan tıbbi uygulama standardının icrai ya da ihmali olarak yakalanamaması suretiyle özen yükümlülüğünün ihlal edilmesi durumunda hekimin sorumluluğu söz konusu olacaktır ki burada da “malpraktisten” söz edilir.
Hekimin taksiri dolayısıyla hastanın yaralanmasına hatta ölmesine göre Türk Ceza Kanunu’nun ilgili maddeleri gereğince hekim hakkında uygulamalarda bulunulabileceği gibi tazminat sorumluluğuna da gidilebilir.
Yukarıda açıklanan durumlarla karşılaşılması halinde vakit kaybetmeksizin uzman bir hekim-hastaneden yardım alınması önerilir. Zira neticenin etkilerinin artmaması her şeyden önemlidir. Akabinde ise hasta yukarıda açıklanan şartların varlığı durumunda ilgilinin tazminat sorumluluğuna gidebilir. Bu hususta da profesyonel bir yardım olarak bir avukattan yardım alınması önerilir.
Sağlık Hukuku & Malpraktis Davalarında Avukatlık Hizmetlerimiz
- Sağlık hukuku ve malpraktis davaları ile ilgili eğitim verilmesi
- Hasta ile doktor ve hastane arasındaki görüşmelerin takibi
- Malpraktis nedeniyle Arabuluculuğa başvurulması
- Yanlış tedavi nedeniyle tazminat davası açılması
- Hatalı tıbbi müdahale/ malpraktis nedeniyle ceza davası açılması
Sağlık Hukukunda Sorumluluk için Avukatlarımıza Ulaşın
İstanbul’da faaliyet gösteren Akkaş Hukuk ve Danışmanlık Bürosu İstanbul sağlık hukuku & malpraktis avukatı kadrosu tarafından müvekkillerimize sağlık hukuku ve malpraktis alanında sağlık personelinin tıbbi hatalarından doğacak sorumluluk, hasta ve hekim hakları, özel sağlık kuruluşları yönetimi ile sağlık kuruluşları ve çalışanlarına yönelik kurumsal ve mesleki sorumluluk sigortaları hususlarında avukatlık, arabuluculuk ve danışmanlık hizmetleri verilmektedir.
1992 yılında kuruluşundan bugüne çalışmalarına devam eden hukuk ve arabuluculuk büromuza ve sağlık hukukunda sorumluluk için avukat kadromuza İletişim sayfamızdan ulaşabilirsiniz.