Kişinin huzur ve sükununu bozma suçu, Türk Ceza Kanunu’nun 123. maddesinde düzenlenmiş olup, genellikle insanların barış ve huzur içinde yaşama haklarını ihlal eden eylemleri kapsar. Bu suç, kişilerin rahatsız edici davranışlarının yanı sıra, hakaret, tehdit, küfür gibi sözlü saldırıları da içerebilir.
Konu Başlıkları
- Kişinin Huzur ve Sükununu Bozma Suçu
- Kişinin Huzur Ve Sükununu Bozma Suçu Maddi Unsurları
- Kişinin Huzur Ve Sükununu Bozma Suçu Faili
- Kişinin Huzur Ve Sükununu Bozma Suçu Mağduru
- Kişinin Huzur Ve Sükununu Bozma Suçu Manevi Unsuru
- Kişinin Huzur Ve Sükununu Bozma Suçunda Teşebbüs
- Kişinin Huzur Ve Sükununu Bozma Suçunda İştirak
- Kişinin Huzur Ve Sükununu Bozma Suçunda Yargılama
- Kişinin Huzur ve Sükununu Bozma Suçu, Unsurları, Cezası için Bize Ulaşın
Suçun işlenmesi durumunda, fail hakkında hapis cezası veya adli para cezası gibi cezai yaptırımlar uygulanabilir. Kişinin huzur ve sükununu bozma suçundan dolayı karşı karşıya kalanlar, bu suçun hukuki boyutlarından ve savunma haklarından tam olarak haberdar olmalıdır.
Bu noktada, deneyimli bir avukattan profesyonel destek almak, kişilerin haklarını korumak ve adil bir yargı süreci geçirmelerini sağlamak açısından son derece önemlidir. Akkaş Hukuk ve Avukatlık Bürosu olarak, kişinin huzur ve sükununu bozma suçuyla ilgili hukuki danışmanlık ve temsil hizmetleri sunarak müvekkillerimizin yanında yer almaktayız.
İstanbul ceza avukatı ekibimiz ceza hukuku davaları konusunda edindikleri deneyim ve bilgiler çerçevesinde, müvekkillerimize en etkili sonucu sağlamak için avukatlık ve danışmanlık hizmeti vermektedirler.
Ülkemizde ceza yargılaması Türk Ceza Kanunu ve Ceza Muhakemesi Kanunu ile yapılmaktadır. Türk Ceza Kanunu cezaları belirlerken, Ceza Muhakemesi Kanunu ise yargılamanın usul ve prosedürlerinin nasıl olacağını gösterir.
Kişinin Huzur ve Sükununu Bozma Suçu
Kişilerin huzur ve sükununu bozma suçu Türk Ceza Kanunu madde 123’de düzenlenmiştir; “sırf huzur ve sükununu bozmak maksadıyla bir kimseye ısrarla; telefon edilmesi, gürültü yapılması ya da aynı maksatla hukuka aykırı başka bir davranışta bulunulması halinde, mağdurun şikâyeti üzerine faile üç aydan bir yıla kadar hapis cezası verilir.”
Korunan hukuki değerin, kişisel yaşam alanı, mağdurun iç huzuru, kişinin hayatını biçimlendirme hakkı, huzur ve barış içinde yaşamını sürdürme hakkı ile psikolojik bütünlüğü, sağlığı ve iç hürriyetine yönelik ihlallerin olmasından dolayı “Hürriyete Karşı Suçlar” başlığı altında yer almaktadır.
Huzur ve sükûn içerisinde yaşama, kişilerin iç huzuru ve hürriyeti bakımından önem arz eden hususlardan bir tanesidir. Bu suçta fail, kasten mağduru rahatsız etmekte ve mağdurun huzur içinde bir özel ve sosyal hayat yaşamasının önüne geçmektedir. Huzur ve sükunu bozan hareketler kişinin maddi ve manevi varlığına da müdahale teşkil eder.
Bu suç Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesi ve Anayasa ile koruma altına alınan haklar ile de sıkı bağlantı içerisindedir. AİHS m.8 de “Herkes özel ve aile hayatına, konutuna ve haberleşmesine saygı gösterilmesi hakkına sahiptir.”
Söz konusu suç işlenirken kişinin özel hayatına ve aile hayatına direk müdahale edilmektedir. Anayasa ile koruma altına alınan “Temel ve Hak Hürriyetler” aynen şöyle belirtilmiştir; “Herkes kişiliğine bağlı, dokunulamaz, devredilemez, vazgeçilmez temel hak ve hürriyetlere sahiptir.”
Ayrıca Anayasa m.17/1 de “Herkes yaşama, maddi ve manevi varlığını koruma ve geliştirme hakkına sahiptir” denilerek kişinin huzur ve sükununu bozma karşısında maddi ve manevi varlığına müdahale edilmesi sonucunu doğuracağından bu hakkın korunması gerekliliği ortaya çıkmıştır.
Kişinin Huzur Ve Sükununu Bozma Suçu Maddi Unsurları
Suçun oluşabilmesi için gerçekleşmesi gereken hareketler ilgili kanun maddesinde aynen şöyle sıralanmıştır; ısrarla telefon edilmesi, ısrarla gürültü yapılması ve ısrarla hukuka aykırı bir davranışta bulunulması şeklindedir.
Bahsedilen eylemlerin kişinin huzur ve sükununu bozabilecek düzeyde olması seçimlik hareketlerin ısrarla yapılmasına bağlıdır. Ancak burada aranan ısrar fiilin niteliğine değil eylemlerin tekrarlanma sıklığına yöneliktir.
Kişinin Huzur Ve Sükununu Bozma Suçu Faili
Kişinin huzur ve sükunu bozma suçu özgü suçlardan yani belirli niteliklere sahip kişiler tarafından işlenebilen suçlardan olmadığı için kişinin huzur ve sükunu bozma suçunun faili herkes olabilir. Tüzel kişilerin ise ceza sorumluluğunun şahsiliği ilkesi göz önüne alındığında bu suçun faili olmaları mümkün değildir.
Kişinin Huzur Ve Sükununu Bozma Suçu Mağduru
Kişilerin huzur ve sükunu bozma suçunun mağduru huzur ve sükunu bozulması hedeflenen, iç huzuru bozulan, karar verme ve hareket etme özgürlüğüne müdahale edilen kişi veya kişilerdir. Bu suçun mağduru ancak gerçek kişiler olabilir. Tüzel kişiler ise, suçtan zarar gören konumundadır.
Kişinin Huzur Ve Sükununu Bozma Suçu Manevi Unsuru
İlgili kanun maddesinden anlaşılan fiilin veya fiillerin kişinin sırf huzur ve sükununu bozmak maksadıyla yerine getirilmesi aranmıştır. Bu suçun kişiye isnat edilebilmesi için kişinin maksadının rahatsızlık verme saikiyle hareket etmesi gerekmektedir. Bu hususlar dikkate alındığında bu suç ancak doğrudan kast ile işlenebilir.
Suçun mağduru açısından herhangi bir kriter aranmadığından dolayı kişide yanılma durumunda gerçekleşen eylem eğer kişinin huzur ve sükununu bozma saikiyle gerçekleştirilmiş ise kast ortadan kalkmayacak ve fail cezalandırılacaktır.
Kişinin Huzur Ve Sükununu Bozma Suçunda Teşebbüs
Bu suçun oluşması için her ne kadar netice unsuru önemli olmasa da kişilerin huzur ve sükununu bozma suçunda, suçu oluşturan hareketlerin bölünebilmesi söz konusu olduğundan suça teşebbüs mümkündür.
Fail, ilk defa seçimlik hareketlerden birini gerçekleştirdiği anda icra hareketlerine başlamış olur. Suçun tamamlanması için bahsedilen seçimlik hareketlerden bir veya birkaçının amacına uygun şekilde ısrarcı bir tavırla tekrarlanması gerekmektedir.
Bu tekrarın en az iki kez tekrarlanması veya mağdurun failin davranışlarını onaylamadığını, bu davranışların yapılmasını istemediğini açıkça veya zımnen bildirmesi buna rağmen haksız davranışın tekrarlanması durumunda suç tamamlanmış olacaktır.
Bu durumda ancak failin ilk davranışından sonra seçimlik hareketlerde ısrarcı davranmaması ve tekrarlamaması durumunda suçun teşebbüs aşamasında kalacağı düşünülebilir.
Kişinin Huzur Ve Sükununu Bozma Suçunda İştirak
Kişilerin huzur ve sükununu bozma suçu, iştirak hükümlerinin uygulanması açısından herhangi bir özellik ortaya koymamaktadır. Söz konusu suçun faili herkes olabileceği için özgü suçlarda kategorisinde değil demiştik. Bu sebeple faillik, azmettirme ve yardım etmede iştirak edilmesi mümkündür.
Kişinin Huzur Ve Sükununu Bozma Suçunda Yargılama
Kişilerin huzur ve sükununu bozma suçunun cezası, 3 aydan 1 yıla kadar hapis cezasıdır. Bu suçun soruşturulması ve kovuşturulması şikâyete tabidir. Şikâyet eden, şikayetini fail ve fiili öğrendiği tarihten itibaren 6 ay içerisinde kullanmalıdır. Suçun dava zamanaşımı 8 senedir.
Bu suçun kovuşturulmasındaki görevli mahkeme Asliye Ceza Mahkemesi’dir.
Hükmedilen hapis cezası, adli para cezası seçenek yaptırımına çevrilebilir. Mahkumiyet kararında belirlenen hapis cezasının ertelenmesi veya hükmün açıklanmasının geri bırakılması da mümkündür.
Kişinin Huzur ve Sükununu Bozma Suçu, Unsurları, Cezası için Bize Ulaşın
Kişinin huzur ve sükununu bozma suçuyla ilgili olarak, Türk Ceza Kanunu’nun ilgili maddeleri çerçevesinde işlenen eylemler, genellikle toplum düzenini ve bireylerin huzurunu olumsuz yönde etkilemektedir. Bu suçun işlenmesi durumunda, mağdur olan kişilerin hukuki haklarını korumak ve adaletin sağlanmasını temin etmek için hukuki destek almak önem arz etmektedir.
Akkaş Hukuk ve Avukatlık Bürosu olarak, kişinin huzur ve sükununu bozma suçuyla ilgili olarak mağdurlara ve suçlanan kişilere profesyonel hukuki danışmanlık ve temsil hizmetleri sunmaktayız. Hukuki sorunlarınızı çözmek ve kişinin huzur ve sükununu bozma suçu, unsurları, cezası için avukat kadromuza İletişim sayfamızdan ulaşabilirsiniz.