Faaliyet Alanlarımız

İstirdat Davası Avukatı

İstanbul’da faaliyet gösteren Akkaş Hukuk ve Avukatlık Bürosu İstirdat Davası Avukatı olarak müvekkillerimizin alacak tahsiliihtiyati haciz, satış ve alacak takibi konularında hizmetindeyiz. İcra avukatlarımız icra takibi hazırlanması ve takibi, haciz işlemleri, karşılıksız çek, tasarrufun iptali, menfi tespit ve istirdat davalarının açılması ve takibi, borca ve takibe itiraz işlemlerinin yapılması, iflas ve iflasın ertelenmesi davaları, yedieminliği suistimal davalarının açılması ve takibi, itirazın iptali veya kaldırılması davalarının hazırlanması ve takibinde şahıs ve kurumsal müvekkillerimize temsil ve danışmanlık hizmeti sunmaktadır.

İstirdat Davası Avukatının Önemi

İstirdat davası, 2004 sayılı İcra İflas Kanunu’nda düzenlenmiş olmasına rağmen, uyuşmazlığı maddi hukuk bakımından sona erdirme amacına yönelik bir davadır. İstirdat davası, normal bir eda davası olup, bununla icra takibi sırasında sebepsiz olarak ödendiği iddia edilen paranın geri verilmesi istenir. İstirdat davasının biri takip hukukuna, diğeri maddi hukuka ilişkin olmak üzere iki şartı vardır.

İstirdat Davası

İstirdat Davası Nedir?

İstirdat davası açılması için ilk şart, geri verilmesi istenen paranın icra takibi sırasında ödenmiş olmasıdır. Borçlunun, ödeme emrine itiraz etmemesi veya itiraz etmiş olmasına karşın itirazının kesin kaldırılması nedeniyle, kesinleşmiş olan icra takibi dolayısıyla, bu parayı gerek nakden, gerek malların haczedilip satılması suretiyle cebri icra tehdidi altında ödemek zorunda kalmış olması gerekir.

İstirdat davasının açılmasının ikinci şartı ise, maddi hukuk bakımından, aslında borçlu olmadığı bir parayı cebi icra tehdidi altında ödemek zorunda kalmış olmasıdır. Borçlar Kanunu‘nun 62. maddesinin aksine, burada davacı (borçlu), yalnız borçlu olmadığı bir parayı ödemek zorunda kaldığını ispat etmekle yükümlü olup; bu parayı hataen, kendisini borçlu sanıp ödemiş olduğunu ispat etmek zorunda değildir.

Önemle vurgulanmalıdır ki; istirdat davasının, borç olmayan paranın tamamen ödendiği tarihten itibaren 1(bir) yıllık hak düşürücü süre içerisinde açılması gerekir. Kanunda öngörülen 1 yıllık süre, hak düşürücü süre olduğundan; taraflarca ileri sürülmese bile mahkemece re’sen göz önüne alınır. Eş söyleyişle Mahkemenin, yargılamanın her aşamasında hak düşürücü süreyi kendiliğinden dikkate alması ve kanunda öngörülen bir yıllık dava açma süresini geçiren borçlunun açtığı istirdat davasını reddetmesi gerekir.

İstirdat Davası Avukatı İçin Ulaşın

İstanbul‘da çalışmalarına devam eden Akkaş Hukuk ve Avukatlık Bürosu‘na ve istirdat davası avukatı kadromuza İletişim sayfamızdan ulaşabilirsiniz.

error: Content is protected !!