İstanbul‘da faaliyet gösteren Akkaş Hukuk Bürosu evlatlığın mirasçılığı davaları ile ilgili olarak avukatlık ve hukuki danışmanlık hizmeti sunmaktadır. Miras avukatlarımız evlatlığın mirasçılığı davaları konusunda edindikleri 25 yıllık deneyim ve bilgiler çerçevesinde, müvekkillerimize en etkili sonucu sağlamak için avukatlık hizmeti vermektedirler.
Miras Hukukuna ilişkin düzenlemeler 4721 sayılı Türk Medeni Kanunu’nda yer almakta olup, taraflar arasında herhangi bir uyuşmazlığın çıkması durumunda bu kanuna ve Yargıtay içtihatlarına bakılması gerekmektedir.
Evlatlığın Mirasçılığı Hangi Hallerde Mümkündür?
Türk Medeni Kanunu’nun 500. maddesine göre evlatlık ve altsoyu, miras bırakana kan hısmı gibi mirasçı olurlar. Bunun için, evlat edinenin ölümü anında geçerli olarak kurulmuş bir evlatlık ilişkisi mevcut ve devam ediyor olmalıdır. Anılan hüküm gereği evlatlık (ve evlatlığın altsoyu), evlat edinenin altsoyuna dahil olup birinci zümre mirasçısı olarak mirasta hak sahibi olacaktır. Bu bağlamda evlatlık (ve altsoyu) da saklı paylı mirasçıdır. Dolayısıyla, mirasbırakanın kan hısmı olmamasına rağmen geçerli olarak evlat edinilen kişi için de birinci zümre mirasçıları hakkında uygulanan prensipler aynen uygulanacaktır. Evlatlık, birinci zümredeki mirasçılarla eşit pay sahibi olacak; ikinci ve/veya üçüncü zümre mirasçılarından öncelikli olarak mirasta hak sahibi olacaktır ve dolayısıyla evlatlık sağ ise diğer zümrelerin mirasçılık sıfatı kazanmalarına engel olacaktır.
Dikkat edilmesi gereken bir nokta vardır ki evlatlığın diğer yakınları (örneğin öz annesi) evlatlığın yasal mirasçısı olacaktır fakat zümrede halefiyet ilkesi gereği miras bırakanın terekesinde hak sahibi olamazlar. Şöyle ki, miras bırakanın ölümünde evlatlık sağ değil fakat altsoyu var ise altsoy mirasçılık sıfatı kazanacaktır. Fakat evlatlık sağ değil ve altsoyu da yok ise evlatlığın öz annesine, evlat edinenin yasal mirasçısı sıfatı geçmemektedir. Bu durum, Miras Hukukunun temel prensibi olan zümrede halefiyet ilkesi gereğidir.
Bir diğer önemli husus da şudur ki evlatlık ve altsoyunun mirasçılığı sınırlıdır. Bu kişiler yalnızca evlat edinenin yasal mirasçısı olurlar fakat evlat edinenin kan hısımlarına yasal mirasçı olamazlar. Bu durum da halefiyet ilkesi gereği doğmaktadır ve örneğin evlatlık (ve altsoyu) kendisinden önce ölmüş olan evlat edinenin yerine geçip onun hısımlarına mirasçı olamazlar.
Evlat edinmenin, evlatlığın kendi kan hısımları ile arasındaki ilişkiyi kesmediğini yukarıda belirtmiştik. Şunu da belirtmek isteriz ki evlatlık ilişkisine dayanan yasal mirasçılık tek yönlüdür. Evlatlık (ve altsoyu) evlat edinenin yasal mirasçısıdır fakat evlat edinen (ve hısımları) evlatlığın yasal mirasçısı değildir. Evlatlığın yasal mirasçıları, kendi zümre mirasçıları, eşi ve devlettir. Bu noktada önem arz eden husus şudur; altsoy bırakmadan ölen evlatlığın öz anne babası sağ ise ikinci zümre mirasçısı olarak bunlar yasal mirasçı olacaktır, evlat edinen değil. Buna engel olmak için başvurulabilecek imkan ise mirastan feragat sözleşmesidir. Böylece evlat edinenin terekesi, evlatlığın ölümünden sonra onun kan hısımlarına geçmemiş olacaktır.
İstanbul Miras Avukatı Ekibimizin Hizmetleri
- Veraset ilamı alınması
- Vasiyetname düzenlenmesi
- Vasiyetname iptali davası
- Tenkis davası açılması
- Mirastan feragat sözleşmesi hazırlanması
- Mirasçılık belgesinin iptali davası
- Mirasın reddi davası açılması
- Muris muvazaası davaları açılması
- Ölünceye kadar bakma sözleşmesi
- Miras sözleşmeleri hazırlanması
Evlatlığın Mirasçılığı ile ilgili Avukatlarımıza Ulaşın
İstanbul‘da çalışmalarına devam eden Akkaş Hukuk ve Avukatlık Bürosu‘na ve evlatlığın mirasçılığı için miras avukatı kadromuza İletişim sayfamızdan ulaşabilirsiniz.